Tanrısız yaşamak, yani Tanrının olmadığını
doğru kabul ederek yaşamak Teist insanların söyledikleri gibi gerçekten de
anlamsız mı?
Bu anlamsızlıktan kasıt;
İrtidad edenleri öldürmek mi?
Kadınları erkeklerden 1
derece aşağı mı görmek?
Dini sebeplerden çıkan
savaşlar mı?
Haftanın belli günlerinde ve
günün belli zaman dilimlerinde işi gücü bırakıp ibadet etmek mi?
Hayvan katliamları yapıp buna
da bayram demek için mi?
Bilimsel bir buluş Kutsal
kitaplara ters düştüğü zaman o buluşu yanlış bulmak mı?
Kadınların çalışmasına izin
vermeyip eve kapatmak mı?
Kadınların mahrem yerleri
diye kara çarşafa sokmak veya türban taktırmak mı?
Dini kurallardan ötürü özgürlük
kısıtlanması mı?
Din üzerine kurulan okullar
da kız ve erkekleri okula giriş-çıkış zamanları dışın da birbirlerinden ayırmak
mı?
Zina yapanları taşlamak mı?
Tanrı inancı doğrultusunda
anlamlı olan!
Böyle anlamlı bir hayattan ise senin
deyiminle anlamsız bir hayat yaşamayı yeğlerim. Aslında Tanrıya inanarak
hayatın anlamlı olduğunu düşünmelerinin sebebi şu, yaşamanın tatlı gelmesi ve
sonsuz bir hayat vaadinin Teist’lere cezp edici gelmesidir. Çünkü ölmek
istemiyorlar. Hep ama hep yaşamak istiyorlar. Bunu eski zamanlarda da
istediler, fakat ölüme bir çare bulamayınca bu kez ölümden sonra yaşadıklarını
hayal ettiler. Ve bu hayale de kendilerini doğruymuşçasına inandırdılar. Çünkü
bunun aksi kanıtlanamazdı. Ölünce ne olduğunu kimse bilemiyordu, göremiyordu.
Ancak bunun kendisi de kanıtlanamazdı. Bunu hiç düşünmediler ya da düşünmek
işlerine gelmedi. Ölümden sonraki yaşam gerçekten bilgisiz bir insan için çok cezp
edici bir olaydır.
Eski zamandan bir örnek vermek gerekirse
Mısırlıları hatırlayabiliriz. Mısırlıların " Mısır Ölüler Kitabı "
vardır. ( Buradan sonra ki kısmı daha doğru bilgi olması için alıntı yapıyorum.
)
" Bilim adamlarına göre,
Antik Mısır halkı tarafından kullanılan Mısır Ölüler Kitabı, ölümden sonraki
yaşamda gerekli olacak bazı talimat ve yönlendirmeleri içermekteydi. Tüm tılsım
ve dualar her cenaze için her seferinde okunmaz, sosyal statü ve zenginliğe
göre farklılık gösterirdi. Bazı tılsım ve dualar Tanrılara hediye sunmak amacı
ile kullanılırken, bazılarıysa diğer tarafta yürüyebilmeyi veya ölümden sonraki
hayatta tekrar ölmemeyi sağlayan düzenleyici yönlendirmeleri içerirdi.
Sanılanın aksine, Mısır
Ölüler Kitabı ölen insanları diriltmek için değil, ölümden sonraki yaşamda ölen
kişiye yol göstermek ve hayatını düzenlemek amacı ile oluşturulmuş metinlerden
oluşmaktaydı. Antik Mısır'da ölümden sonraki yaşamın cenneti olarak
düşünülebilecek sazlık tarlalarına ulaşmayı isteyen her Mısırlı için, bu kitap
onlara yol gösteren bir kaynak olarak 18. hanedanlıktan başlayarak kullanılmaya
başlanmıştır. "
Kaynak:
http://tr.wikipedia.org/wiki/Mısır_Ölüler_Kitabı
Şu an ki bilgilerimize göre ölümün tek tanımı
" Beyin durur ve vücut artık işlemez hale gelerek çürür. " Beyin
öldüğü için sonraki bir yaşam düşünülemez. Düşünülmemesi de gerekir. Çünkü
bildiğimiz bütün canlıların sağlıklı ve kazasız yaşadıkları sürece belli bir
yaşam süreleri vardır. Bu sürenin olmadığını düşünmek veya bu süreden sonra
bonus bir süre kazanacağını hayal etmek tamamen yaşamanın tatlı gelmesidir. Ama
nasıl ki her canlının " ölüm sonu " kuralı biliniyorsa, uzun süre
veya sonsuz yaşamanın da kârından çok zararının olacağı da çok iyi biliniyor.
Şu an bile dünya nüfusunun hızlı bir şekilde artışta olduğu söyleniyor. Bunları
düşünmek huzur kaçırıcı olsa da, durum böyledir.
Son olarak ölümden sonraki yaşam hayaline
gelirsek, benim düşüncem sizi hayat boyu boş bir hayalden öteye götürmez.
Ölümden sonraki yaşam için birikim yapılacağına, şu kısacık ömrü mümkün
olduğunca çevresine ve kendisine yararlı işler ile uğraşarak, bir şeylere veya
bir varlığa ihtiyaç duymadan sevgi, saygı, eşitlik, adalet, hoşgörü ve dünün
dünde kaldığını, yarının ise bilinmediğini unutmayarak yaşamını sürdürmektir.
Doğru olanda budur!
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder