Gelecekle ilgili görüşüm
budur. Ve yine kendi fikrim, bu böylede olacaktır.
İnsanların geneli için düşünürsek, çocukluk
dönemleri bitip oyuncaklardan bir haz duygusu almamaya başlayınca oyuncaklarını
terk ederler. Çünkü daha ciddiler, daha bilgililer ve boşa zaman ayıracak durum
da değiller artık, bunun için oyuncakları bir kenara atarlar. Yaşları büyüdükçe
tecrübe ve bilgileri artar. Bu paralellik de sorumlulukları ve sorunları da
artıp, çocukken farkında olmadıkları şeylerin, birer sorun, sorumluluk v.b.
hayatın gerçekleri olduklarını anlarlar. Oyuncakları bırakmalarının sebebi
budur.
Bu bilgilenmeyi ve bu doğrultu da hayatın
gerçeklerini anlamalarını tarihte de gördük. İnsanlar bilgi eksikliği yüzünden
kendilerine bir tanrı yarattılar ve bunların bir kısmı somutlardır. (1.Aşama)
Bunlar " putlar ", taştan, ağaçtan v.b. maddelerden üretilmiş
tanrılar. Şimdi ki Teist insanlar puta tapınılmış dönemlerdeki insanları
saygısızca eleştiriyor ve putlarının yalan olduklarını küstahça söylüyorlar.
Sonra da çıkıp " biz inanıyoruz, bize saygı göstermelisiniz " diye
yaygara yaparlar. Putlardan pek de bir farkı yok aslında inançlarının tanrısı,
ayinleri ve türlü türlü adetleri. (2.Aşama) Bu aşamada 1'den kurtuluş söz
konusu, " putlar terk edilip boşluğa inanış başlar. " Bura da
dikkatinizi çekmemi istediğim nokta somut bir tanrıdan silinerek soyutlaşma
aydınlanmasıdır. Evet, bu aydınlanmadır. Put tanrılar zamanında da çirkin
ayinler, kurban etmeler, uydurulmuş bir amaç doğrultusunda saçma ve zarar
verici işlere kalkışmalar vardı. Ama insanlar bunu fark edemese de yavaş yavaş
tanrılarını kafalarında siliyorlar. Çünkü " anlıyorlar, öğreniyorlar,
anlam veriyorlar " kısacası bilgileniyorlar.
Bilgisizlik insanı bir yaratıcı arayışına ve
üretimine yönlendirir. Örneğin, " şimdi olduğu gibi eski dönemlerde de
şimşekler çakıyordu ve oldukça da ürkütücüdür. Tabi bilgisiz bir insan için bu
böyledir. O dönemde insanlar gökyüzünde mavi, parlak ve zigzag şekilleri çizen
bir şeyler görürler ve etrafı ürkütücü bir şekilde kısa süreliğine aydınlatır.
Ardından ise büyük bir patlama sesi kopar. İnsanlar ne yapacaklarını
şaşırırlar, bu olaya hiç bir anlam veremezler. En sonunda becerikli oldukları
mantık yöntemini kullanarak Şimşek Tanrısı'nı ortaya çıkarırlar. " Bu
mantık şu şekilde işler;
- Elimizde mızraklarımız,
çekicimiz var!
- O halde?
- Bunları kim yaptı?
- Tabi ki de biz yaptık!
- O zaman bu ışığı ve
gürültüyü yapan da tıpkı bizim araçlarımızı yaptığımız gibi yapan birisi
olmalı.
- Yani?
- (Büyük bir sevinç ve
rahatlamayla) Şimşek Tanrısı!
- Evet. Haklısın bu Şimşek Tanrısı!
(Mutluluk)
Rahatlama ve huzur içinde
onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine...
Size şimdi komik gelecek ama mantık
kabataslak böyleydi. Oysaki biz şimşeğin neden çaktığını biliyoruz. Kısa bir
tanım yapmak gerekirse şimşek, iki bulut arasında gerçekleşen elektriksel
deşarj olayına denir. Ve bunu bildiğimiz için bir tanrı yaratmamıza gerek
duymuyoruz. Çünkü gerekli bilgi artık beynimizde mevcut ve bu bilginin yerine
boşlukların tanrısını koymak son derece mantıksızdır.
Şimşek tanrısından nasıl bilgilenerek
vazgeçtiysek, boşlukları, bilimin aydınlığında bilgilenerek boşlukların
tanrısından da bu şekilde vazgeçeceğiz.
Açıklayıcı olmuş.
YanıtlaSil